Economic Update

Published 25 Jul 2014

In Turkish

Despite having to weather a combination of regional instability, domestic volatility and a hotly contested election season last year, Turkey’s economy began 2014 with a surprisingly strong performance.

First-quarter growth reached 4.3%, far higher than the estimates given by the International Monetary Fund (2.3%) and the World Bank (2.4%). Sound fundamentals look likely to keep Turkey’s growth prospects on track throughout 2014 and into next year, although analysts remain concerned about the impact of external risks, such as high energy prices and regional tension.    

Shrugging off shocks

December’s announcement that the US Federal Reserve would begin tapering its purchases of bonds by about $10bn each month sent shocks through the world’s emerging markets, including Turkey.

However, while the move triggered declines in the Istanbul Bourse throughout January and February, first-quarter GDP growth rose 1.7% quarter-on-quarter (q-o-q), according to Turkstat, even as private sector investment fell by 1.3%. The Central Bank’s current drive to contain domestic credit and currency fluctuations looks equally unlikely to dampen Turkey’s growth prospects, with the government saying it was confident the country would reach its full-year-growth target for 2014 of 4%.

January saw the Central Bank increase the interest rate by 500 basis points in reaction to global monetary tightening. While the move helped to contain Turkey’s current account deficit and improve risk premium indicators, by June, more favourable conditions led to the bank lowering its main interest rate 25 basis points.

The bank’s governor, Erdem Başçi, has hinted that further cuts could be possible. “A measured, moderate and gradual rate cut is being priced in,” he said. “We will do it as long as the Central Bank continues to believe that inflation will decrease. But we will do it with caution, without upsetting the balances, without destabilising.”  

Concerns prompt caution

Despite the positive developments, however, analysts remain cautious about the impact of internal and external risks on Turkey’s economy. The World Bank reduced its annual growth forecast for the country from 3.5% to 2.4% in its Global Economic Prospects report, citing weakening business and consumer confidence among its reasons.

Analysts at Bank of America Merrill Lynch (BoAML), meanwhile, voiced concerns that overly high valuations on Turkey’s capital markets could spark a downturn. Turkey’s benchmark gauge was up 14% between local elections on March 30 and mid-June, outperforming the MSCI Emerging Markets Index by 7.7 percentage points and trading at 10.9 times projected annual earnings, according to Bloomberg.

Speaking to the data and media company, BoAML analysts Turker Hamzaoglu and Ali Birdal pointed to Turkey’s vulnerability to high-energy prices and geopolitical tension in the region. A 10% decline in exports to Iraq and a $10 increase in oil prices could add 0.2 percentage point and 0.5 percentage point to the current account deficit.

Authorities in Turkey budgeted for 2014 on an estimated average Brent oil price of $103.2 per barrel, while energy imports for the year were expected to reach $61bn and the current account deficit stood at $55.5 bn. However, on June 19 the Brent oil price reached $114.59, and political instability in Iraq, Syria and Ukraine could see higher prices squeezing the domestic economy.  

Firm foundations

Yet strong fundamentals have provided a solid foundation for key sectors of Turkey’s economy. Industrial production rose during the first quarter, with average growth reaching 5.3% year-on-year (y-o-y), up from 4.4% in Q4 2013.

Turkey’s economic resilience has also helped the country garner newfound investor confidence. Lockheed Martin, for example, recently announced plans to manufacture, assemble and repair F-35 fighters at a new plant in Izmir. A factory marking the first phase of the project, which was completed in June at a cost of around $75m, is expected to provide up to 700 jobs.

June also saw the State Oil Company of Azerbaijan (SOCAR) sign loan agreements with Turkey worth approximately $3.29bn. Some of the funds will be used to build a new oil refinery, which will produce naphtha and ultra-low sulphur diesel fuel. The plant is expected to be operational by 2018.

The introduction of locally refined products to the market could play a key part in reducing the nation’s current account deficit – widely recognised as the structural problem of Turkey’s economy – as long as supplies of crude remain stable. The current account deficit had edged downwards to 7.4% of GDP in the first quarter of 2014 from 7.9% in the previous quarter, while domestic savings rose from 12.2% to 12.4%.

External shocks are expected to remain a cause for concern in Turkey. However, structural gains should prevent global and regional risks from dragging down full-year growth or evolving into defining features of the country’s economy.

.


 

Türkiye için güçlü bir başlangıç

Geçtiğimiz yıl çekişmeli seçimlere, iç dalgalanmalara, bölgesel istikrarsızlığa göğüs germek zorunda kalan Türkiye ekonomisi, 2014’e şaşırtıcı derecede güçlü bir performansla başladı.

İlk çeyrekte büyüme, IMF’nin (%2,3) ve Dünya Bankası’nın (%2,4) yürüttüğü tahminlerden çok daha yükseğe çıkarak %4,3’e ulaştı. Analistler, yüksek enerji fiyatları ve bölgesel gerilimler gibi dış risklerin etkisi konusunda endişe duymaya devam etse de Türkiye’nin sağlam temelli büyüme beklentileri 2014 yılı boyunca yolunda gideceğe benziyor.  

Türkiye şoklardan etkilenmiyor

Aralık ayında Amerikan Merkez Bankası’nın tahvil alımını bundan böyle her ay 10 milyar dolar azaltacağını açıklaması, Türkiye de dahil olmak üzere dünyadaki tüm gelişmekte olan piyasalarda şok etkisi yarattı.

Ancak bu açıklama Ocak ve Şubat aylarında İstanbul Borsası’nda düşüşlere yol açarken, TÜİK verilerine göre özel sektör yatırımlarının %1,3 azalmasına rağmen ilk çeyrekte GSYH bir önceki çeyreğe kıyasla %1,7 arttı. Merkez Bankası’nın yurt içi kredi ve kur dalgalanmalarını frenleme politikası da Türkiye’nin büyüme umutlarını kıracak gibi görünmüyor. Hükümet, ülkenin 2014 yılı için öngörülen %4’lük tam yıllık büyüme hedefine ulaşacağından emin.

Ocak ayı, küresel para sıkılaştırma tedbirlerine tepki olarak Merkez Bankası’nın faiz oranlarını %500 baz puan artırmasına sahne oldu. Bu karar Türkiye’nin cari açığını kontrol altında tutmaya yararken ve risk primi göstergelerini iyileştirirken, Haziran ayında Merkez Bankası daha elverişli koşullara dayanarak temel faiz oranında 25 baz puan indirim yaptı.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı daha fazla indirim yapılabileceğini de ima etti. “Temkinli, ölçülü, kademeli bir faiz indirim süreci fiyatlanıyor.” diyen Başçı, “Merkez Bankası’nın enflasyonun düşeceğine olan inancı sürdükçe bunu yaparız. Ama dikkatli, dengeleri ve istikrarı bozmadan yaparız.” diye ekledi.  

Endişeler dikkatli olmaya yönlendiriyor

Ancak olumlu gelişmelere rağmen analistler, iç ve dış risklerin Türkiye ekonomisine olası bir etkisine halen temkinli yaklaşıyor. Dünya Bankası, azalan tüketici güvenini ve iç talebi gerekçeler arasında göstererek, Küresel Ekonomik Görünüm raporunda ülkenin büyüme beklentisini %3,5’tan %2,4’e çekti.

Bank of America Merrill Lynch (BoAML) analistleri de Türkiye sermaye piyasalarındaki aşırı yüksek değerlemelerin bir çöküşü tetikleyebileceğinden endişe duyduklarını dile getiriyor. Bloomberg’e göre Türkiye’nin benchmark göstergeleri 30 Mart’taki yerel seçimlerden Haziran ortasında kadar %14 artarak MSCI Gelişen Piyasalar Endeksi’ni %7,7 puan geçmiş ve öngörülen yıllık kazancı 10,9 kat aşmıştır.

Veri ve medya şirketine konuşan BoAML analistleri Türker Hamzaoğlu ve Ali Birdal, Türkiye’nin yüksek enerji fiyatlarına ve bölgedeki jeopolitik gerginliğe olan hassasiyetine işaret ettiler. Irak’a yapılan ihracattaki %10 düşüş ve petrol fiyatlarındaki 10 dolarlık yükseliş cari açıkta sırasıyla %0,2 ve %0,5’lik artışa sebep olabilir.

Türkiye’de yetkililer 2014 yılı için ortalama Brent petrol fiyatının varil başına 103,2 dolar olacağı tahminiyle bütçeleme yaparken, yıllık enerji ithalatının cari açık 55,5 milyar dolar seviyesindeyken 61 milyar dolara ulaşması bekleniyordu. Ancak 19 Haziran’da Brent petrol fiyatı 114,59 dolara ulaştı. Üstelik Irak, Suriye ve Ukrayna’daki siyasi istikrarsızlığa bağlı olarak fiyatlar daha da yükselerek yerli ekonomiyi sıkıntıya sokabilir.  

Sağlam temeller

Öte yandan Türkiye ekonomisinin güçlü temelleri kilit sektörler için sağlam bir zemin sağlamakta. Sınai üretimin ilk çeyrekte yükselmesiyle ortalama büyüme, 2013’ün dördüncü çeyreğinde gördüğü %4,4’ten yıllık bazda %5,3’e ulaştı.

Türkiye’nin ekonomik direnci aynı zamanda ülkenin yeni yatırımcılarının güvenini kazanmasını sağlıyor. Örneğin yakın zamanda Lockheed Martin, İzmir’deki yeni fabrikasında F-35 uçağı imalat, montaj ve onarım planlarını açıkladı. Projenin ilk safhasını oluşturan ve yaklaşık 75 milyon dolarlık bir maliyetle Haziran ayında tamamlanan fabrikanın 700 kişi için iş sağlaması bekleniyor.

Yine Haziran ayında Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Şirketi (SOCAR), Türkiye’yle yaklaşık 3,29 milyar dolar değerinde kredi anlaşması imzaladı. Kaynağın bir kısmı neft ve ultra düşük kükürtlü dizel yakıt üretecek yeni bir petrol rafinerisi inşa etmek için kullanılacak. Bu yeni tesisin 2018 yılında faaliyete geçmesi bekleniyor.

Yerli rafineri ürünlerinin piyasaya sürülmesi, Türkiye’nin yapısal bir sorunu olarak kabul edilen cari açığın azaltılmasında ham petrol tedariki dengeli olduğu sürece kilit rol oynayabilir. Cari açık, 2014’ün ilk çeyreğinde (bir önceki çeyrekteki %7,9 oranından) GSYH’nin %7,4’üne düşerken yurt içi tasarruflar %12,2’den %12,4’e yükselmişti.

Dış şokların Türkiye için endişe verici olmaya devam etmesi bekleniyor. Ancak yapısal kazançların, küresel ve bölgesel risklerin tam yıllık bir büyümeyi durdurmasını veya ülke ekonomisinin tanımlayıcı birer özelliği haline gelmesini engelleyebileceği söylenebilir.

Follow Oxford Business Group on Facebook, Google+ and Twitter for all the latest Economic News Updates. Or register to receive updates via email.